Edebiyat Nedir?

Edebiyat Nedir?
Virginia Woolf‘un ceplerini taşla doldurarak Ouse nehrine bıraktığı bedenidir.
Sylvia Plath‘in fırına sokup boğduğu dünyaya ağır gelen kafasıdır.
Tolstoy‘un çok sevdiği tren garında donarak ölürken, 3 gün sonra bulunan yırtık ayakkabısıdır.
Ömrün ortasına ”35 yaş” şiirini yazıp 46’sında ölen Cahit Sıtkı ‘nın kederi,
İstanbul’u gözleri kapalı dinlerken, belediye çukurunu görmeyip düşerek ölen Orhan Veli ‘nin kaderidir.
Stefan Zweig ‘in II. Dünya Savaşı’nın yarattığı umutsuzluk ortamından etkilenerek karısı Lotte ile birlikte intihar ederek hayatına son vermesidir.
Bileklerini keserek kanının son damlasına kadar yazan Beşir Fuattır.
The Old Man And The Sea adlı kitabında, bir insanın hayata nasıl tutunması gerektiğini, yıllar geçip gitse de insanın en büyük hazinesinin ”yaşamak” olduğunu vurgulayıp, intihar eden Ernest Hemingwaydir.
Sâdık Hidâyet ‘in evinde tüpü açarak kendini zehirlemesidir.
Ünlü şair Cesare Pavese ‘nin sayısız uyku hapı içerek ölmesidir.
Nilgün Marmara ‘nın “Hayatın neresinden dönülse kârdır…” diyerek, 29 yaşında intihar etmesidir.
Ölüme aşık olduğunu söyleyen Ümit Yaşar Oğuzcan ‘ın oğlunun ”Baba intihar öyle değil böyle edilir ” diyip Galata Kulesi ‘nden aşağı atlamasıyla cezalandırılmaktır.
Ölümü için getirilen zehri kendisi alıp içen Sokrates ‘tir.

Edebiyat, keyif almak için, yoksulluktan ve yoksunluktan bihaber yapılamaz.

Edebiyat böyle bir şey işte, her insanda farklı duygular ve düşünceler uyandırıyor. Şimdi yukarıdakileri okuyanlar her iyi yazar, şair veya düşünür psikopat mıymış diye düşünüyordur. Tabi biraz haklılık payınız yok değil. Yazarların genelde melankolik bir hayatları oluyor diyebilirim. Bunun sonucunda mı en iyi eserlerini mi veriyorlar, yoksa en iyi eserlerini verirken mi melankolik oluyorlar acaba? Demekten kendimi alamıyorum arkadaşlar.

NOT: Yukarıdaki yazılar derlemedir arkadaşlar. Benimde eklediğim satırlar var elbet ama çoğunluğu alıntıdır.

Diğer Kitap İncelemelerime de Bakmak İster misiniz?