Kitap-okuma dünyasına biraz geç dahil olanlardanım. Küçüklüğümden beri kitaplara olan ilgisizliğimden dolayı onlara hayatım boyunca hiç ihtiyacım olmadan yaşayabileceğimi sanmıştım. Yurt dışında yaşayıp okulumda bulunan devasa kütüphanesine rağmen ziyaret etmeyi bile düşünmemiştim.
İlerleyen yıllarda Türkiye’ye yerleşmekle birlikte 2009 senesinde üniversiteye başlamıştım ve tarih bilgisiyle hayranlık beslemenize neden olacak bir arkadaş edinmiştim. Heyecan ve merak dolu karakterimi görünce sohbetimizi daha üst seviyelere taşımak için evine davet etmişti. Evine vardıktan sonra kütüphanesini gösterince şaşırmıştım. “Burada kaç kitap var?” diye sordum. “Şimdilik 400 Öğrenci halimle ancak bu kadarını alabildim” diye yanıtladı. O noktadan itibaren kitaplara olan ilgim %1000 oranında artış göstermişti. Ancak mesele şuydu ki küçüklüğümden beri pek kitap okumamış olsam dahi yaşama dair her şeyi bilmek isteyen bir çocuktum. Haliyle önce hangi kitaplardan başlamalıydım diye bir bilinmezlikte hapsolmuştum.
Kitap evlerine uğradığımda inşaat sahasında kepçe operatörünü saatlerce izleyen işçiler gibi transa girmiş bir vaziyette kitap raflarını gözden geçirirdim. “Ama her şey ilgimi çekiyor…” diye söylenmeme rağmen bir tanesini alıp okumaya başladım. Sene olmuş 2018, aradan 9 sene geçti; antropolojiden tut edebiyata, psikolojiden tut mitolojik hikayelere, evrenin kökenlerinden tut siyasi ideolojilere kadar tonlarca kitap edindim ve okumaya da devam ediyorum. Şunu da öğrendim ki sadece okumakla bitmiyordu mesele. Okuduğunuzu sindirebilmek, o sayfalardan önemli bir şeyler edinebilmek de önemliydi.
Çok fazla kitap okuduğu halde hayatında mutsuz ve karamsarlığa kapılan arkadaş tanıdım. Dünyanın bilgisini edinmiş, yeri gelince zekasıyla şaşırtan kişiliklerine rağmen bunlarla mutlu olmanın tarifesini edinememişlerdi. Sohbetleri sırasında sanki hiçbirini okumamış kadar sessiz kalabiliyorlardı, çünkü okudukları hep kendilerinde saklı kalmıştı, oysa bilgi güçtür ve bilgi paylaşınca güzeldir. Ben de kısa hikayemi sizinle paylaşmak istedim ve benim gibi daldan dala atlayan başka kitapseverler de var mı diye merak etmiştim.
İyi akşamlar dilerim…
Bu güzel hikayeyi bizimle paylaşan Arsel BErkat ACAR ‘a teşekkür ederim.
Bu Yazıya Tepkin Ne Oldu ?
Paylaşımınız özellikle bir ebeveyn olarak beni çok mutlu etti. Çocuklarımıza kitap okumanın önemini ve gerekliliğini küçük yaşlardan itibaren vermeliyiz. Başlamak önemlidir, geç de olsa bir yerden başlamak gerekir. Önemli olan farkındalık. Sizde bu farkındalık oluşmuş, ne güzel.